Uzun süre sırtüstü, yüzüstü veya yan yatma sonucunda kemik çıkıntıları gibi bölgelerde, aralıksız basınca ve sürtünmeye bağlı oluşan yaralardır. Bu bölgelerde deri ve deri altı doku gelişmektedir.
Yatak yarası kimlerde olur
Çoğunlukla yaşlı hastalarda görülür. Nörolojik hastalıklara bağlı yatağa mahkum hastalarda, beslenme bozukluğu olan, kanser tedavisi gören veya şeker hastaları gibi bağışıklık sistemi zayıf olan, idrar ve büyük abdest kaçıran, aşırı kilolu olup hareket kısıtlılığı olan hastalarda da gelişebilmektedir.
Yatak yarası nasıl oluşur
Sürekli yatar veya oturur durumdaki yatalak hastalarda, vücudun ağırlığına bağlı yatağa temas eden vücut noktalarında, kemik çıkıntıları ile yatak arasında sıkışan deri ve deri altı dokunun kan dolaşımı sıkışarak bozulur. Zamanla dokularda hasar oluşur. Bu hasar önceleri sadece acı ve kızarıklık şeklinde olup bu bası devam ettikçe artar ve sonunda ciltte yara açılır. Yatak içindeki hareketler esnasında oluşan sürtünmelere bağlı cildin gerilmesi, cildin gereğinden fazla ıslak kalması ve hastalıklar esnasında oluşan ateş yatak yaralarının gelişimini kolaylaştırır.
Yatak yaraları nerelerde görülür
Oturan hastada kuyruk sokumu, kalça, omuz başı, kürek kemikleri, dirsek, topukta oluşur. Sırt üstü yatıldığı zaman baş, omuz başı, kürek kemikleri, kuyruk sokumu, kalça, topuk ve dirsekler risk altındadır. Yan yatan hastada kafa, kulak, omuz, leğen kemiği çıkıntılarının üzerinde, dizin yan tarafında, ayak bileği çıkıntılarında görülebilir.
Yatak yarası nasıl önlenir
İlk olarak bası alan bölgelerdeki basıyı ve sürtünmeyi ortadan kaldırmak akılda tutulmalıdır. Bunun için hastanın yataktaki hareketlerini arttırmak gerekir. Bu hareketler hem kas erimesini ve eklem kireçlenmesini önleyecek, kan dolaşımını arttıracak hem de basının kesintiye uğramasını sağlayacaktır. Bunun dışında en önemli önlem hastanın pozisyonunun sık sık değiştirilmesidir. Pozisyon değiştirme sıklığı 2 saatten daha uzun süreli olmamalıdır. Pozisyon değişikliği sürekli yapılmalı ve geceleri ara verilmemelidir. Pozisyon değişikliği yaparken hasta sürüklenmemeli ve çekilmemeli, tercihen hasta kaldırılarak yapılmalıdır.
Bu süreçte hastanın özellikle protein bakımından zengin beslenmesi, yeterli sıvı alması gerekir.
Hastanın cilt bakımı önemlidir. Cilt kuru veya aşırı ıslak olmamalıdır. Kuru cilt nemlendirici kremlerle nemlendirilmelidir. Islak cilt silinerek değil havlu gibi yumuşak malzemelerle tamponlanmak suretiyle kurulanmalıdır.
İdrar ve büyük abdest çıkışının kontrol altına alınması enfeksiyon gelişimini önleyecektir. Cildin idrar ve dışkı ile temasının önlenmesine dikkat edilmelidir. Hasta bez kullanıyorsa ıslaklıklıktan ve dışkıdan koruyan bariyer kremler kullanılmalıdır. Alkol içeren cilt bakım ürünleri cilde zarar verir.
Hastanın yatağı mümkünse havalı veya köpük şilteli olmalıdır. Hasta Yatağı Seçimi özenle yapılmalıdır. Yatak örtüsünde oluşan katlantılar ve kırışıklıklar kontrol edilmeli ve önlenmelidir. Çarsaftaki küçük kırışıklıklar hem yeni bası noktaları oluşturacak hem de deride küçük yaralara yol açabilecektir. Bu sebeple hastanın yattığı çarşaflar gergin olmalıdır.
Özellikle yan yatan hastada dizler gibi vücudun birbirine temas eden bölgeleri kızarıklık açısından sık sık kontrol edilmelidir. Birbirine temas eden bölgelerin arasına yastık gibi teması ve basıyı azaltacak destek yüzeyler konulmalıdır.
Yatak yarası nasıl tedavi edilir
Yatak yaralarının önlenmesi için alınan tedbirler esasen tedavinin de vazgeçilmez bir parçasıdır. Hasta hareketlerinin arttırılması, hastaya sık pozisyon verme, hastanın sıvı ve besi alımının düzenlenmesi (gerekirse mama ve vitamin takviyesi), havalı veya köpük şilteli yatak kullanımı, hastanın idrar ve dışkı temizliğinin etkili ve düzenli yapılması, yara etrafına sağlam cilde yeni yara açılmasını önleyecek bariyer krem kullanımı yanısıra yara bakımını içerir.
Yara bakımında yaranın ve çevresinin temiz tutulması ve yara içindeki ölü dokuların temizlenip yaradan uzaklaştırılması esastır. Yara, uzman yara bakım personeli tarafından temizlenmeli ve yarayı kapalı tutacak pansumanlar yapılmalıdır. Bu pansumanlar yaranın evresine bağlı olarak krem, ilaçlı sıvı veya serum fizyolojik ile ıslak pansuman, modern yara bakım örtüleri veya vakum asiste kapama (vak) ile yapılabilir. Enfeksiyon bulguları var ise antibiyotik kullanılır. Çok sık olmamakla beraber bazı vakalarda yara tümüyle çıkarıldıktan sonra rekonstrüktif cerrahi yöntemlerle (deri grefti, flep gibi) yara kapatılabilir. Cerrahi yönteme kadar gidebilecek bir yaranın oluşmaması için hastanın tüm cildi sık aralıklarla dikkatlice kontrol edilmelidir.
Bu yazı için Doç. Dr. Emre Özker’in sitesinden yararlandım.
Modern insan rekabet ettiği için değil paylaşmayı bildiği için bugüne kadar yeryüzünde hayatta kalmayı başardı. Beğen ve paylaş.