Son dönemde beslenme düzenimi değiştirmenin, daha hareketli bir yaşam tarzına geçmemin dışında çok önemli bir noktayı atladığımı fark ettim. Bazen kendimi çok uzun süre nefesimi tutarken buluyor, nefes almayı unutuyordum.
Geçen ilkbaharda katıldığım bir seminerde, Dünya serbest dalış rekortmeni Şahika Ercümen, bize bir egzersiz yaptırmıştı. Çalışma sırasında aslında nefes alma kapasitemin büyüklüğünü görüp çok şaşırmıştım. Çok sığ nefes alıyordum, oysa nefes yaşam için en hayati ihtiyaçtı ve ben ihtiyacım olanın belki beşte birini bile almıyordum.
O kadar şaşırmış olmama rağmen hayat gailesi içinde nefes konusunu unuttum ama neyse ki karşıma sevgili Ebru Şinik çıktı.
Ebru, hayatın kendisine sunduklarıyla yetinmeyip bütünsel sağlık konusunda uzun bir yolculuğa çıkmış ve bu yolculukta öğrendiklerini, bilimsel açıklamaları ile beraber Nefeste Saklı Hayat ve Genleriniz Kaderiniz Değildir kitaplarıyla bizlerle paylaşmış.
İki aydır kendisinden öğrendiğim üç nefes tekniğini günlük rutinime ekledim ve çok faydasını gördüm. Sabah ve akşam günde beşer dakika ayırıyorum. Önce basit diyafram nefesini öğrendim. Özellikle stresimi kontrol etmem gereken zamanlarda dönüşümlü burun nefesi hayat kurtarıcım oldu. Bu tekniği 16/10’dan büyük tansiyonu olanlar (tansiyon dengeleyici ilaç kullananlar uygulayabilir), göğüs ağrısı hissedenler son altı ay içinde epilepsi krizi geçirmiş olanlar uygulamamalı diyorlar. Uykusuzluk çekenlere de faydası var. Yatmadan hemen önce beş dakika yeterli oluyor.
Kısa zamanda nefesin faydasını görünce araştırmalarım arttı ve Acıbadem Onkoloji Servisi’nde nefes terapisi veren Ayşe Sezin ile tanıştım. 25 senelik biyomedikalci olan Sezin, kendisine üniversitede ve çalıştığı kurumlarda nefesin öğretilmemiş olmasının üzüntüsünü taşıyordu. Bunca sene, bunca hastaya şifa olabilecek nefes nasıl gözden kaçmış? Bedava, burnumuzun dibinde… Yokluğunda 3 dakikadan fazla yaşayamayacağımız, tüm kadim kültürlerde ve dinlerde doğduğumuz andan itibaren sayısının belli olduğu söylenen nefes… Şifa kaynağı nefes…
Nefes konusunu araştırırken sağlıkla ilgili diğer konularda olduğu gibi, birbiriyle çelişen çok fazla bilgi olduğunu gördüm. Bu blogda kendi deneyimlediklerimi yazdığım için içim rahat. Kısaca nefesle ilgili en temel öğrendiklerim
- Bir kaç istisna teknik dışında, nefesi her zaman burundan alın ve burundan verin.
- Diliniz her zaman ateş noktası denilen ön iki dişinizin arkasındaki noktada dursun.
- Nefes egzersizi yaparken omuzlar gevşek, sırt dik, baş ileriye bakıyor olmalı.
- Otururken diziniz en az kalça hizasında durmalı. Gerekirse ayağınızın altına bir minder, yükseltici koyun.
- İşin sırrı nefesi vermekte gizli. Aldığınız nefesi, aldığınızdan daha uzun sürede verin ve içerdeki nefesi tam olarak boşaltabilmek için karnınızı hafifçe sıkın.
- Nefes egzersizleri boyunca gözler her zaman gevşek bir şekilde kapalı olmalı.
Ağız Nefesinin Zararları
- Yorgunluk
- Kas gerginlikleri
- Konsantrasyon bozukluğu
- Baş ağrısı
- Uykusuzluk, kalitesiz uyku düzeni
- Göğüs ağrısı, darlığı
- Panik atak
- Sindirim sistemi rahatsızlıkları
- Kabızlık
- Mide bulantısı
- Şişkinlik
- Sağlıksız dişler
- Diş eti sorunları
- Ağız kokusu
- Anksiyete
- Yüksek stres hormonu
- Öksürük
- Uyuşukluk, miskin beden enerjisi
- Omurga ve postür bozuklukları
Ağızdan nefes alıp vermeye genel olarak devam edildiği takdirde insan özünden uzaklaşmaya başlar ve ego tavan yapar. Bunun sonucunda anksiyete, depresyon, tatminsizlik, hayatın anlamsız gelmesi gibi rahatsızlıklar baş gösterir.
Nefes egzersizleri birer inanç sistemi değildir. Faydaları deneyimlemek için inanmanıza gerek yok tamamen teknik bir konu.
Sağlıklı, zinde ve mutlu yaşamanın ilk şartı; günde ortalama 23 saat burundan nefes almaktır.
Nefes tekniklerini uygulayarak
- Zihnimizi sakinleştirebiliriz
- Tüm bedenimizde denge yaratabiliriz
- Atıl ve miskin enerjiiyi tahliye ederek bedeni canlandırmak mümkün
- Negatif duygu, düşünce, inanç kalıpları ile besinlerin yarattığı toksinlerden arınabiliriz
Bundan sonraki yazımda da bütüncül sağlıkla ilgili sevgili Ebru Şinik’in kitaplarından özet bilgi paylaşacağım. Beslenme, uyku düzeni, nefes, beden tipiniz hakkında daha detaylı bilgilenmek istiyorsanız kitapları temin etmenizi öneririm.
İlkbahar kapıda. Umudun yeşereceği en güzel aylardayız. Hayatınızda mutlaka şükredecek bir sürü şey vardır. Gelin bu bahar hep birlikte sadece güzelliklere odaklanalım. Yağmur sonrası toprağın kokusunu çekelim içimize, dalında yeni açmış çiçeğe takılsın gözlerimiz, kuşların cıvıltıları doluşsun kulağımıza, hoş sohbetlere eşlik edecek bir çay demleyelim. Karamsarlarla doluysa etrafımız, biraz kabuğumuza çekilelim. Her şey gelir geçer, çözülmeyecek hiç bir şey yok yeter ki sağlık olsun.
Bu yazının altına, beni Polyannacılık ile suçlayarak yorum yazmaya niyetlenen arkadaşım, rica ediyorum dur. Zaten etraf felaket tellalları ile dolu. Bırak bir Polyanna da yaşayıversin. Hem unutma öldürmeyen şey güçlendirir. Biz neler gördük geçirdik, sabrın sonu selamettir unutma. Sevgilerimle.
Yazı ilgini çektiyse devamı Sağlığın Anahtarı Uyku /
Modern insan rekabet ettiği için değil paylaşmayı bildiği için bugüne kadar yeryüzünde hayatta kalmayı başardı. Beğen ve paylaş.
No Responses