Modern tıp ile kadim bilgilerden süzülüp gelen şifa yöntemlerini beraber kullanan uzmanların, hastalıkları önlemek ve ilerlemesini durdurmak hatta sonlandırmak konusunda daha başarılı olduğu kanaatindeyim.
2019 senesinde bir arkadaşımın önerisi ile KranyoSakral Terapi’ye başladım. Yumuşak dokunuşların iyileştirici gücü olarak tanımlanan bir sistem. Uygulama sırasında bir masaj masasına uzanıyorsunuz. Terapist, tüy hafifliğinde dokunuşlarla bedeni tarıyor ve vücuttaki kranyosakral ritimdeki dengesizlikleri düzenliyor. Seans yaklaşık bir saat sürüyor.
Beklentisiz gittiğim ilk seans sonunda yaşadığım hissi sözlere dökmem çok zor. Sadece yürürken ilk kez aldığım nefesin tadını hissettim desem… Nefesin tadı varmış ve ben bunu bunca zaman tatmamışım. Annem beni çok zor doğurmuş. Zor doğumlarda omuzların sıkışmasıyla yaşanan sıkışma bu zamana kadar enerjinin vücudumun sadece üst bölgesinde akmasına sebep olmuş.
Zor doğmuş, anne karnında boynuna kordon dolanmış, kolik, reflü, uyku sorunu olan bebeklere uygulanabiliyor. Bu seansların süresi otuz-kırk dakika kadar.
Faydalı olduğu diğer konular
- Hamilelik, doğuma hazırlık ve sonrası toparlanma süreci
- Genel stres ve kaygı durumları
- Baş ağrısı, migren
- Diş sıkma, gıcırdatma
- Kas ve iskelet sistemine dair ağrılar, hareket kısıtları
- Ameliyat sonrası iyileşme
- Hormonal dengesizlikler
- Bağışıklık sistemine ait bozukluklar, otoimmün hastalıklar
- Çocuklarda öğrenme sorunları, gelişim bozuklukları
Bu terapinin kişide işe yarayıp yaramayacağı genelde ilk seans sonrasında anlaşılıyor. Vücudunuz cevap veriyorsa devam ediyorsunuz.

KranyoSakral sistem, bedenimizde solunum, sindirim gibi hayati işleve sahip sistemlerden biri. Latince kökeni anatomi terimleri olan Kramyum (kafatası) ile sakrum (omurganın en altındaki büyük üçgenimsi kemik) kelimelerinin bir araya gelmesinden oluşuyor. Kısaca kafatasından başlayıp omurganın sonuna kadar uzanan sistemin genel adıdır. Beyin ve omuriliği çevreleyen tüm yapıları kapsar. Beyin omurilik sıvısı ile beyin ve omurilik zarları bu sistemin temel öğeleridir.
Son yıllarda hayatın başka bir tarafından öğrendiklerim var. Özellikle batı medeniyeti çerçevesinde yetişmiş olmam sebebiyle bu bilgileri paylaşırken zorlanıyorum. Bir yanım bana iyi gelenler birilerine de şifa olur yaz diyor bir yanım beni durdurmaya çalışıyor. Fakat öyle bir dönemden geçiyoruz ki bağışıklık sistemimizi koruyacak ne varsa kullanmak, bildiklerimizi paylaşmak durumundayız.
Uzun bir aradan sonra geçenlerde vücudumu dengelemek için gene terapiye gittim. Geçen seneden beri hayatımda büyük değişikler yaşadım ve mücadele halinde dik dururken meğer üzüntüm bir köşeye saklanmış. Seans sırasında kalbimde bir ağrı ortaya çıktı. Seans sonrası konuşurken terapistim Esin Yardım (ODTÜ Psikoloji mezunu ve uzun yıllardır kranyosakral terapi yapıyor) içime attığım üzüntünün sıkışıklık yaratmış olduğunu söyledi. Terapi akşamı uzun uzun ağladım, ferahladım. Bazen günü kurtarmak için acılarımızı, öfkelerimizi içimize gömüyor ve fark etmeden yıllar boyu kendimize yük yapıyoruz. Bu tarz terapiler işte o yüklerin dışarı çıkmasına vesile olabiliyor.
Modern insan rekabet ettiği için değil paylaşmayı bildiği için bugüne kadar yeryüzünde hayatta kalmayı başardı. Beğen ve paylaş.