Nihayet kışı geride bıraktık. Artık silkinme zamanımız geldi.
Nefes birinci, hareket ikinci önceliğin olsun.
Kendine mutlaka günlük bir hedef koy.
Kolay bir hedefle başla.
Bir hafta boyunca hedefine sadık kal ve kendini ödüllendir.
İkinci hafta hedefini birazcık büyüt.
Hedefin büyüklüğü tamamen sana bağlı. Her gün, hep aynı saatte olması alışkanlığın kolay kazanılması için çok önemli.
Sağlığından ötürü evden çıkamayan ve hiç hareket etmeyen biri için, her sabah 09.00’da açık pencere önünde, oturarak veya ayakta, sadece kollarını paralel bir şekilde tam yukarıya doğru yavaşça kaldırırken burnundan nefes almak ve kolları yavaşça indirirken burnundan nefes vermek büyük bir adımdır. Derin ve sakin bir tempoda ister beş ister on kere… Burada önemli olan bedeni dinlemek ve iyi gelen tekrar sayısını fark etmek. Birinci hafta sadece sabahları yaparken ikinci hafta akşamüstü de aynı rutini tekrarlayabilirsin.
Kolları kaldırmak zor mu geliyor? O zaman başını bir tarafa döndürürken nefesini al, diğer tarafa döndürürken ver. O da mı zor… O zaman sol elini kalbine, sağ elini karnına koy ve nefes alıp verirken ikisi de yavaşça doluyor ve boşalıyor mu gözle. Burada en önemli olan, sadece bedene odaklanmak.
Bu egzersizi tekrar sayısını arttırmadan, burundan nefes aldıktan sonra bu sefer ağzından üfler gibi nefesini vererek çeşitlendirmek mümkün. Dikkatini verdikçe hangi nefes rahatlatıyor hangisi enerji arttırıyor fark etmeye başlarsın ve bedenin sen dikkatini ona verdikçe seni yönlendirir. Burada en önemli nokta nefesi sakin bir tempoda alıp vermek hatırla. Gün içinde stresli hissettiğin an seni rahatlatan nefes tekniğini gayri ihtiyarı kullanmaya başlarsın.
Hedef belirlerken gerçekçi ol. Hatta bilerek hedefleri küçük tut ki başarı hissin güçlensin, özgüvenin artsın. Çünkü burada en kritik konu düzenlilik, sürdürülebilirlik.

Nefesinle Canlan
Çoğumuz ne yazık ki hayatın bazı noktalarında nefesimizi sığlaştırdık ve kapasitemizin çok altında nefes almaya alıştık. Halsizliğimizin, konsantrasyon eksikliğinin en büyük sebebi sığ nefes. Bil ki nefes kapasitenin ne kadarını kullanıyorsan yaşam potansiyelinin de o kadarını kullanıyorsun. İhtiyacı olan suyun çok daha azıyla yetinmeye çalışan bir çiçeği düşün…
Nefes konusunda farklı disiplinlerden eğitim aldım, her biri bana bir şeyler kattı, farkındalığımı arttırdı. Tüm bu deneyimlerden sonra benim için en iyi nefes koçları ağaçlardır diyebilirim.

Doğanla Bütünleş
Her gün bir ağaca, gözlerini kapatıp sarıl; ne demek istediğimi kısa sürede anlayacaksın. Ağaç seni dinler; doğanın ritmine uyumlarken aslına dönmene yardımcı olur. Hele bir de yapraklarını temizler, sularsan aranızdaki bağ iyice güçlenir.
Bir de bakarsın ki ağaca dertlerini anlatıyorsun ya da soru soruyorsun veya yardım istiyorsun? Özellikle nefes kapasiteni genişletmeye yardım istersen ve düzenli olarak sarılırsan sonuçlarına çok şaşırmaya hazırlıklı ol.
Nefes hayatla ilişkimizin en temel göstergesi. Nefes alışları genişletip alış ve verişi dengeledikçe yaşam da bir şekilde daha kolay akmaya başlar. Sonuçta aslında her şey bir alma verme dengesine bağlı. Zaten sorunlarda bu dengenin bozulduğu durumlarda ortaya çıkıyor.
Hadi bu bahar doğanın uyanışına sen de eşlik et. İster yürü ister yoga yap ister sadece basit egzersizlere başla. Hayatının daha keyifli ve kolay akması dileğimle…
Modern insan paylaşmayı bildiği için bugüne kadar yeryüzünde hayatta kalmayı başardı. Beğen ve paylaş.
Oku Güneşle Uyan