Yüz gerdirme ve botoks işlemleri bebeklerin gelişiminde negatif etkilere sebep olabilir. Yaşamın ilk yıllarında anne-bebek iletişimi annenin ses tonu, teması, göz kontağı dışında yüz kasları üzerinden de gerçekleşir.
Bakım verenin alın ve göz çevresindeki mimikleri okuyamayan bebek, bağlantıyı kaybettiği için strese girmeye başlar ve çoğunlukla yapışma eğilimi gösterir. Şefkatli sese ve temasa olan ihtiyacı artar. Bu sürecin sonunda ne yazık ki bebeğinin sorununu çözemeyen ve yorulan annenin tahammülü iyice azalır.
Annenin tahammülü azaldıkça bebeğin stresi daha da artar ve acılı bir kısırdöngüye girilir.
Kaliforniya Üniversitesi’nden Dr David Neal, 2011’de yaptığı araştırmanın sonuçlarını şöyle özetlemiş:
“Annenin yüzü hikaye anlatmayı bırakıyor”.
İletişimi kaybeden bebek, kendini yalnız ve kaygılı hissetmeye başlar ve en önemlisi yaşamın ilk yıllarında yaşanan bu iletişim kazası yetişkinlikte kuracağı ilişkilere de yansır.
Üstelik küçük çocuklar, kendi duygularını ayna nöronları sayesinde annenin duyguları üzerinden tanımayı öğrenir. Annesinin duygularını tanıyamayan çocuk doğal olarak kendi duygularına yabancı bir yetişkine dönüşüyor.
CNN, 2012’de konu hakkında detaylı bir haber yapar. Massachusetts Üniversitesi’nden Dr. Ed Tronick, ifadesiz yüz hatlarının bebek gelişimi üzerine risklerini anlatır.
Holywood aktrisi Julia Roberts, Elle dergisine “Çocuklarımın neye kızdığımı, neye sevindiğimi, neye şaşırdığımı bilmesini istiyorum” diyerek bir röportaj verir.
Louann Brizendine, Kadın Beyni – The Female Brain kitabında bu durumun özellikle kız çocuklarının gelişimi için çok daha kritik olduğunun altını çizer.
Bir sonraki yazımda bebeklikte geliştirdiğimiz bağlanma stillerimiz ve yetişin hayatımıza etkileri üzerine yazacağım. Yazıdan haberdar olmak için siteyi takibe alabilirsiniz.